19 Haziran 2025
Uydu

Bağlantısallığın Yeni Çağı Forum 2025’te konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Bağlantısallık artık sadece teknolojik değil, stratejik bir gerekliliktir.” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise Türksat 6A ile başlatılan atılımın Türksat 7A ile küresel uydu pazarına taşınacağını ifade etti. Türksat Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay da “Türksat 7A, sadece bir uydu değil, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığının nişanesi olacak.” diye konuştu.

Türksat tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansı’nın Global İletişim Ortağı olduğu “Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün’ün katılımıyla Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Forumda konuşan Bakan Uraloğlu; uydu teknolojilerinin yalnızca iletişimin değil, modern savaşların seyrini değiştiren stratejik unsurlar arasında yer aldığını vurguladı. Bakan Uraloğlu, artık savaşların sadece karada, havada veya denizde değil, uzayda da kazanıldığını belirterek, “Uydular; istihbarat toplama, gerçek zamanlı iletişim, hedef tespiti ve lojistik koordinasyon gibi alanlarda devletlere eşsiz bir üstünlük sağlıyor. Örneğin, devam eden İsrail-İran çatışmasında uydu tabanlı gözetleme ve iletişim sistemleri stratejik karar alma süreçlerinde hayati rol oynuyor.” ifadelerini kullandı.

Uydu verilerinin savaşın her aşamasında belirleyici avantaj sunduğunu belirten Uraloğlu, uzay teknolojilerinin artık sadece bir teknoloji meselesi değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olduğunu vurguladı:
“Türkiye olarak uzayda güçlü bir varlık göstermek; sadece teknolojik bir hedef değil, millî güvenliğimizin ve küresel rekabet gücümüzün de gereğidir.”

“Bağlantısallık Yeni Çağın Anahtarıdır”

Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde sadece üretmenin yeterli olmadığını, güvenli ve kesintisiz bağlantının da hayati önemde olduğunu belirten Uraloğlu, “Ekonomiler, kamu hizmetleri, güvenlik ve kalkınma modelleri artık bağlantı kapasitesiyle doğrudan ilişkili. Bu nedenle bağlantısallık; ticaretin, eğitimin, sağlığın ve sosyal yaşamın temel taşıdır.” dedi. Bağlantısallığın yalnızca teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm aracı olduğunu ifade eden Uraloğlu, güçlü ve yaygın bir altyapının dijital çağın olmazsa olmazı olduğunun altını çizdi.

“Uydu Teknolojileri Bağımsızlık ve Sürdürülebilirlik Meselesidir”

Türkiye’nin fiber altyapıdan uzaya kadar geniş bir teknoloji ekosistemi kurduğunu belirten Uraloğlu, bu yatırımların hem teknik hemde sosyal ve ekonomik kazanımlar sağladığını söyledi.
Millî teknolojiyle uydu üretmenin sadece gökyüzüne cihaz göndermek olmadığını, aynı zamanda bir ülkenin kendi kaderini tayin etme iradesini tüm dünyaya ilan etmesi olduğunu belirten Uraloğlu, Türksat 6A’nın yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı ve 84 yerli ekipmanla üretildiğini hatırlatarak, “Bu başarıyla Türkiye, haberleşme uydusu tasarlayıp üretebilen 11 ülke arasına girdi.” dedi.

Bakan Kacır: “Türkiye, Uzayda da Caydırıcı Güce Ulaşacak”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yaptığı konuşmada teknolojik yetkinliğin artık jeopolitik bir mücadeleye dönüştüğünü vurguladı. “Hiçbir ülkenin Türkiye’ye karşı en ufak bir saldırı düşüncesini aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine ulaşacağız.” diyen Kacır, uzay teknolojilerinin bu hedefteki kilit rolüne dikkat çekti. Son 20 yılda düşen fırlatma maliyetlerinin uydu çalışmalarında devrim niteliğinde bir dönemi başlattığını belirten Kacır, küçük ve mikro uyduların artan rolüyle özel sektörün bu alandaki etkinliğinin de arttığını söyledi. Kacır, takım uydu yatırımlarının da haberleşme altyapısında dönüşüm yarattığını vurguladı.

"Türksat 6A’dan Türksat 7A’ya"

Türkiye’nin uydu alanındaki kabiliyetlerini Türksat 6A ile bir üst lige taşıdıklarını ifade eden Kacır, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranına ulaştığımız 6A uydusuyla kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk.” dedi. Kacır, Türksat 7A ile daha yüksek veri kapasitesi ve esnek görev yeteneklerinin hedeflendiğini belirtti.

"Millî Uydu Şirketi Kuruluyor"

Kamudaki uydu geliştirme kapasitesini tek çatı altında birleştirecek millî uydu şirketini kurma aşamasında olduklarını açıklayan Kacır, bu şirketle sistem bazında ihracat kabiliyetinin derinleştirileceğini, Türkiye'nin küresel uydu pazarında daha güçlü konumlanacağını söyledi.

Bakan Kacır, Türkiye Uzay Ajansı öncülüğünde Ay Misyonu’na yönelik çalışmalara da değinerek, millî itki sistemine sahip uzay aracıyla Ay’a erişileceğini duyurdu. Kacır; Bölgesel Konumlama Sistemi, uzay teknoparkı ve uzay limanı projeleriyle de uzayda kalıcı bir varlık hedeflendiğini vurguladı.

"Türkiye Ortak, Müşteri Değil"

Uluslararası iş birliklerine açık olduklarını belirten Kacır, “Türkiye, yalnızca ürün satılacak bir pazar değil, teknoloji geliştirme süreçlerinde etkin bir ortaktır.” diye konuştu. Foruma katılan uluslararası temsilcilere de seslenen Kacır, Türkiye’nin güvenilir ve üretken bir stratejik ortak olduğunu vurguladı.

SSB Başkanı Görgün: “Şimşek-1'de İlk Fırlatma 2027’de"

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ise Türkiye’nin uzay alanında kendi fırlatma sistemlerine sahip olması yönündeki stratejik hedeflere dikkat çekti. “Şimşek-1 uydu fırlatma sistemimizin ilk fırlatma testini 2027’de gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” diyen Görgün, daha gelişmiş sistem olan Şimşek-2’nin de bu yıl sonuna kadar projelendirileceğini açıkladı. Görgün, çağdaş harp ortamının ülkeleri uzay tabanlı sistemlere giderek daha bağımlı hâle getirdiğini vurgulayarak, “Bugün ülkelerin silahlı kuvvetlerinin operasyonel etkinliği doğrudan uydu haberleşmesine bağlı. Coğrafyadan ve koşullardan bağımsız, kesintisiz iletişim sağlayan bu sistemler, gelişmiş ülkeler için ciddi bir kuvvet çarpanı oluşturuyor.” diye konuştu.

“Türksat 7A, Uydu Haberleşmesinde Kritik Rol Oynayacak”

TSK’nın harekât konseptinde değişen ihtiyaçlara uygun şekilde hava, kara ve deniz unsurları için Ku-bant ve X-bant uydu terminali tedariklerinin sürdüğünü belirten Görgün, “Bu ihtiyaçları yakında tamamen yerli üretimle karşılanmasını hedefliyoruz. Türksat 7A platformu ile bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik planlamalarımıza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Görgün, sürdürülebilir uzay kabiliyeti için sadece teknolojik üretimin değil, uzay şartlarında test edilmiş sistemlerin de hayati önemde olduğunu hatırlatarak, “Tarihçe süreci dediğimiz bu testlerin kesintisiz ve planlı biçimde yürütülmesi, nihai başarı için temel koşuldur.” dedi.

“Uydu Görüntüleme Projeleri Devam Ediyor”

TSK’nın çok yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyaçlarına yönelik olarak Göktürk Yenileme Uydu Sistemi, İMECE 2-3 Takım Uydu Projeleri ve GÖKTÜRK-3’ün eş zamanlı olarak yürütüldüğünü belirten Görgün, bu projelerin Türkiye’nin istihbarat ve savunma gücüne büyük katkı sağlayacağını ifade etti.

“Şimşek-2’nin Projelendirilmesi Yıl Sonunda Tamamlanacak”

Uzaya erişim kabiliyetini artırmaya yönelik olarak geliştirilen Şimşek-1’in ardından daha yüksek kapasiteye sahip Şimşek-2 için kavramsal tasarım çalışmalarının sürdüğünü açıklayan Görgün, şunları kaydetti:

“1.500 kg ağırlığındaki uyduları, 700 km irtifadaki güneş eş zamanlı yörüngeye taşıyacak Şimşek-2 sistemini yıl sonuna kadar projelendireceğiz. Bu sistem, keşif ve gözetleme uydularımızı da kendi imkanlarımızla yörüngeye yerleştirme yeteneği kazandıracak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen Milli Uzay Programı’na desteklerinin süreceğini belirten Görgün, “Savunma Sanayii Başkanlığı olarak bu vizyonun tüm adımlarına azami katkıyı vermeye devam edeceğiz.” dedi.

Atalay: “Türksat 7A ile Uzay Endüstrimizi Küresel Bir Güce Dönüştüreceğiz”

Türksat Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay ise kurumun çok farklı alanlarda hizmet verdiğini ve Türksat'ın her yerde olduğunu vurguladı. Günümüzde 20 milyar nesnenin telekomünikasyon şebekeleri üzerinden birbirine bağlı olduğunu aktaran Atalay, bu sayının 5-10 yıl içerisinde 40-50 milyara ulaşmasının beklendiğini ifade etti. Veri trafiğindeki artışa da değinen Atalay, şu an 150 zetabayt seviyesinde olan veri büyüklüğünün 500 zetabayta çıkacağının öngörüldüğünü söyledi.

Artan veri ihtiyacına bağlı olarak 5G altyapılarının konuşulduğunu ve 2030’lu yıllarda 6G’nin gündeme geleceğini kaydeden Atalay, son yıllarda alçak yörünge uydusu (LEO) konseptinin geliştiğini ancak Türksat’ın geleneksel uydu hizmetlerine de aynı kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

“Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”nun bu gelişmeleri değerlendirmek açısından son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Atalay, şöyle devam etti:
“Bütün bunlar bizim yakın zamanda, maksimum 4 yıl içinde uzaya atmak durumunda olduğumuz Türksat 7A uydusunun nasıl yapılacağını, hangi özelliklere sahip olması gerektiğini ve kimlerle nasıl bir uydu yapacağımızı ortaya koyacak. Türksat 6A ile dünyada kendi milli haberleşme uydusunu yapabilen nadir ülkelerden biri hâline geldik. Türksat 7A ile bunu pekiştireceğiz. Ondan sonra da uydu endüstrimiz sadece Türkiye için değil, dünyaya üreten ve satan bir ülke hâline gelmiş olacak.”

“Uzay Ekonomisi 2030’da 1,5 Trilyon Doları Aşacak”

Etkinlikte konuşan Lockheed Martin Uzay Sistemleri eski İş Geliştirme Başkanı Mesut Çiçeker de uzay ekonomisinin dönüşüm sürecine dikkat çekti. 2023 yılında küresel uzay ekonomisinin 450 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Çiçeker, bu rakamın 2030 itibarıyla 1,5 trilyon dolara çıkmasının beklendiğini kaydetti. Çiçeker, Türkiye’nin de bu büyüyen ekonomiden hak ettiği payı almasını temenni ettiğini dile getirdi.

Türkiye’nin özellikle TUSAŞ gibi güçlü test altyapılarına sahip olduğunu belirten Çiçeker, bu kabiliyetlerin yalnızca iç pazara değil, uluslararası pazara da yönelmesi gerektiğini ifade etti. “Türksat 6A’yı referans kullanarak dünyadaki uzay çalışması yapan sayılı firmalar arasına katılabilirsiniz.” diyen Çiçeker, Türkiye'nin sahip olduğu yetenekleri akıllıca kullanması gerektiğini vurguladı.

Açılış konuşmalarının ardından "Türksat 7A Projesi İş Birliği Protokolü" törenle imzalandı. Protokol, Türksat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Yüksek ve UDHAM Başkanı Selami Yazıcı tarafından imzalandı. Protokol ile Türksat 7A’nın yapım sürecine yönelik olarak Bakanlık tarafından sağlanacak desteğin çerçevesi belirlendi.