17 Ağustos 2016
Genel

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin yaşandığı gece Türksat’ın görevini layıkıyla yaptığını söyledi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası sorularını yanıtlayan Bakan Arslan, darbe girişiminin yaşandığı gece Türksat’ta iki şehit verildiğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:

Arkadaşlarımız, Türksat’ın ülkemizin bekası açısından ne kadar önemli olduğunun bilinciyle o gün şehit olmayı göze alarak görevlerini yerine getirdiler. O arkadaşlarımıza ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine de bu vesileyle tekrar sabır diliyoruz. Türksat’ta 4 de gazimiz vardı, onlara da geçmiş olsun diyoruz. Gazi arkadaşlarımız yaralı hâlde gelerek Türksat'ta mesailerine devam ettiler. ‘Biz Türksat’ın öneminin bilincindeyiz, dolayısıyla görevimizin başında olmak istiyoruz.’ dediler. Onlara müteşekkirim.

Arslan, tüm basın yayın kuruluşlarının 15 Temmuz’da çok önemli bir fonksiyonu yerine getirdiğini ifade ederek şunları söyledi: 

Bilginin doğru ve sağlıklı olarak vatandaşa erişmesinin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ‘Meydanlara inin, havalimanlarına inin’ mesajlarının yerine doğru erişmesinin ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmamızın olmazsa olmazı basın yayın kuruluşları o akşam ve devamında çok güzel bir sınav verdiler, o anlamda da müteşekkiriz ama bunun da olmazsa olmazı Türksat idi. Yapılan yayınların uyduya gidebilmesi, uydu aracılığıyla insanların televizyonlarına inebilmesinin yolu Türksat’ın görevini sağlıklı yapması sayesinde. Türksat o akşam görevini layıkıyla yaptı. Bu konuda kendi arkadaşlarıma, güvenlik güçlerine ve sivil vatandaşlara hainlerin püskürtülmesine verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyoruz.

Darbe girişiminin yaşandığı gece yabancı ülkelerin Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik tutumlarını eleştiren Arslan, “Türkiye’yle iş birliği yapmak yerine hainleri savunur duruma geldiler. Hâlbuki şunu bilmeleri lazım, Türkiye, demokratik hukuk devleti. Hukuk içinde hainlerle ilgili adalet hangi kararı verecekse biz zaten onun arkasında duruyoruz.” dedi.

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminin Türk siyaseti açısından önemli sonuçlar ortaya çıkardığını ifade eden Arslan, “Böyle bir hainliğin insanımız tarafından hiçbir zaman beklenmediğini gördük. İnsanımızın parasıyla alınmış tankın, topun, uçağın, helikopterin insanımıza mermi sıkabileceğini hiçbirimiz öngörmüyorduk. Birilerinin maşalığını yapanların hainlik yapmada sınır tanımadığını bütün vatandaş gördü.” diye konuştu.

Böyle bir girişim olduğunda siyasal partilerin ve bütün insanların beraber hareket edebileceklerini gördüklerini dile getiren Arslan, bunun çok önemli bir konu olduğunu söyledi.

Özellikle gençlerin apolitik yetiştiği, kendi değerlerini bilmediği yönündeki eleştirileri anımsatan Arslan, “Dünyaya da ispatladık ki gençlik apolitik yetişmiyor. Gençlik, göğsünde, yüreğinde taşıdığı imanla gerçekten ‘ya gazi ya şehit olurum’ diyerek tanklardan, uçaklardan atılan mermilerin önüne yattı. Bu bizim açımızdan da dünyaya verilecek mesaj açısından da çok önemliydi.” ifadesini kullandı.

Demokrasi nöbetlerinin 7 Ağustos'ta Yenikapı’da 5 milyon kişinin katıldığı bir finalle taçlandığını hatırlatan Arslan, “Orada bütün siyasi partilerin olması, her görüşten insanların başkomutanının, hükümetinin, başbakanının arkasında durması, daha da önemlisi kendi iradesinin temsilcilerinin arkasında durması bence çok önemliydi.” değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, Batı’nın bu mücadeleyi atladığını vurgulayarak konuşmasına şu şekilde devam etti:

Batı bir şeyi unuttu. Özellikle geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunduğu coğrafyada onlar bir rol biçiyordu, idareciler de onların bilgisi dâhilinde o role göre hareket ediyordu. Özellikle AK Parti dönemlerinde biz Dünya’ya şunu söyledik, ‘Hayır, bu coğrafyada rolümü ben belirlerim, buna göre davranırım.’ Bu rol nedir? Bu rol, ülkemizin, insanımızın menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmak.

Darbe girişiminin ardından Batı’nın Türkiye ile iş birliği yapmak yerine hainleri savunur duruma geldiğine dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:

Hâlbuki şunu bilmeleri lazım, Türkiye demokratik hukuk devleti. Hukuk içinde hainlerle ilgili adalet hangi kararı verecekse biz zaten onun arkasında duruyoruz. 15 Temmuz’da 240 şehit, 2 bin 195 gazi verdiğimiz hâlde biz ‘demokratik hukuk devleti içinde onların cezası her ne ise adalet verir’ dediğimiz hâlde onlar bu pencereden bakmadılar. Sanki onların hamiliğini yapar gibi onları savunur hâle geldiler. Bütün bunları yapan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyümesini, bu büyümeye paralel olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın Dünya’da söz sahibi lider hâline gelmesini istemeyenler.

Türkiye Cumhuriyeti büyüdükçe, 2023, 2053, 2071 hedeflerini sağlam bir şekilde ortaya koyup, bu hedeflere doğru yürüdükçe güçlenecek, büyüyecek. Bu büyümeye paralel olarak da Dünya’da söz sahibi olacak. İşte bu Dünya’da söz sahibi olmayı görenler, Dünya’daki ticaretin büyük pastasından pay aldığını görenler, bunu engellemek için her türlü yolu deniyorlar. Bu anlaşılabilir... Rekabet ediyorsunuz, rekabet ortamındasınız ancak, birileri buna maşalık yaptı. En büyük maşalığı da FETÖ’nün başı ve onun yandaşları yaptı. Niye bunları savunur hâle geldiler, niye bunları bu kadar kullanabilir hâle geldiler, bunu anlamak mümkün değil. Ülkemiz insanının büyümesini, refahını niye istemiyorlar, anlaşılabilir değil. Ülkemiz insanına kurşun sıkanların, ülkemizin büyümesini engellemek isteyenlerin lideri, FETÖ liderinin bir an önce iade edilmesi gerekiyor. Bununla ilgili Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetimiz ne yapılması gerekiyorsa yapıyor. Bu konuda mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.

Darbe girişimi sonrası oluşan fotoğrafın iyi görülmesi gerektiğini belirten Arslan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve dostluğunun dikkate alınarak, bir an önce terör örgütü liderinin teslim edilmesi gerektiğini söyledi.