Türksat’ın küresel açılım stratejilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Genel Müdür Ahmet Hamdi Atalay, 2025 yılının uluslararası pazarlarda daha güçlü bir varlık göstermek açısından bir dönüm noktası olacağını belirtti. Atalay, “2025, Türksat’ın küresel ölçekte daha rekabetçi, daha agresif ve daha görünür bir oyuncu olarak sahneye çıktığı yeni bir başlangıç olacak.” dedi.
Türksat Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, A Para kanalında yayımlanan “Ekonomi Masası” programında önemli değerlendirmelerde bulundu. Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu’ndan Türksat 6A ve 7A uydularına, ihracat stratejilerinden e-Devlet projelerine kadar birçok başlıkta önemli açıklamalar yapan Atalay, 2025 yılını küresel büyüme hedefleri açısından bir dönüm noktası olarak işaret etti.
Yeni Uydu Yolda: Türksat 7A
Atalay, Türksat’ın ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen ve sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren “Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”nda Türksat 7A uydusunun fizibilite çalışmalarını başlatacak protokolün imzalandığını hatırlattı. Bu yeni nesil uydunun mevcut Türksat 3A’nın yerine geçeceğini ifade eden Atalay, “3A, 2008 yılında fırlatıldı. 15 yıllık katalog ömrünü geride bıraktı ama hâlen hizmet veriyor. Ancak pozisyon hakkımızı korumak ve hizmet devamlılığı için yeni uydumuzu devreye almak zorundayız.” dedi. 7A’nın tasarım ve üretim sürecinin 3-4 yıl içinde tamamlanmasının planlandığını aktaran Atalay, Türksat’ın artık seri üretim kabiliyetine sahip olduğunun altını çizdi.
“6A İle Anahtar Bizde”
Türkiye’nin ilk yerli ve millî haberleşme uydusu Türksat 6A’nın sektörel ve stratejik anlamda büyük bir eşik olduğunu belirten Atalay, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla üretilen 6A, güvenlikten bağımsızlığa, teknolojiden ticarete kadar pek çok alanda ülkemize katkı sağlıyor. Sayın Bakanımızın ifadesiyle söyleyeyim: ‘Uzayda izi olanın dünyada sözü olur.’ 6A sayesinde hem teknik kontrol bizde hem de ulusal egemenliğimizi pekiştirmiş durumdayız.” dedi. Atalay, 6A ile birlikte Türksat’ın kapsama alanının Filipinler’e kadar genişlediğini, bu sayede yeni pazarlarda satış imkânlarının doğduğunu ve ilk ticari anlaşmaların kısa sürede yapıldığını açıkladı.
İhracat ve Ekonomik Katma Değer
Uydu üretiminin Türkiye’ye sağladığı ekonomik katkıya da değinen Atalay, “Bir uydunun maliyeti 300–400 milyon dolar seviyesinde. Biz bu değerin yüzde 80’ini içeride üretiyoruz. Bu hem ekonomik bağımsızlık hem de yerli endüstrinin gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Üstelik artık sadece kendi ihtiyacımız için değil, ihracat potansiyeli için de üretim yapıyoruz.” diye konuştu.
Türksat, Küresel Oyunculuk Yolunda
Röportajda dikkat çeken en önemli mesajlardan biri de Türksat’ın dış pazarlardaki büyüme stratejisi oldu. Atalay, “2025 bizim için bir milat. Türkiye’nin haberleşme ihtiyaçlarını zaten karşılıyoruz. Artık küresel pazarda daha agresif, daha rekabetçi olacağız. Şu anda dünyanın üçte ikisini kapsıyoruz. Hedefimiz her yerde olmak.” ifadelerini kullandı. Türk Hava Yolları’nın uçak içi internet projesiyle birlikte ABD gibi yeni pazarlara da açılacaklarını belirten Atalay, Türksat’ın küresel oyuncu olacağının altını çizdi.
“3 Binin Üzerinde Baz İstasyonunu Kuruldu”
Atalay, devletin ülkenin en uzak noktalarında dahi vatandaşlara eşit hizmet sunmakta kararlı olduğunu söyledi. Bu doğrultuda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile BTK koordinasyonunda oluşturulan Evrensel Hizmet Fonu kapsamında önemli yatırımlar yapıldığını vurgulayan Atalay, “Kapsama alanı dışında kalan veya yatırım açısından uygun bulunmayan bölgelere haberleşme altyapısını Türksat olarak kuruyoruz.” dedi. Bu kapsamda Türksat’ın Türkiye genelinde 3 binin üzerinde baz istasyonunu kurduğunu ve işlettiğini belirten Atalay, bu istasyonlar sayesinde mobil operatörlerin kendi şebekelerini kullanarak uzak köy ve dağlık bölgelerdeki abonelere kesintisiz hizmet sunduğunu söyledi. Atalay, “Şu an itibarıyla 3 bin 500’ün üzerinde yerleşim yerine veya fiziksel noktaya hizmet verir durumdayız.” dedi. Söz konusu rakamın her geçen gün arttığını belirten Atalay, Türkiye’de haberleşmenin evrensel bir insan hakkı olarak görüldüğünü ve bu projelerin sosyal sorumluluk bilinciyle yürütüldüğünü ifade etti.
Afetlerde Kesintisiz ve Güvenli İletişim
Deprem ve benzeri afet durumlarında yaşanan iletişim kesintilerine de değinen Atalay, Türksat’ın uydu destekli çözümlerinin bu tür kriz anlarında hayati rol oynadığını ifade etti. Atalay, “Özellikle 6 Şubat depremlerinde elektrik kesintileri ve altyapı hasarları nedeniyle mobil iletişim ciddi oranda aksadı. Ancak bizim uydu bağlantılı sistemlerimiz sayesinde birçok noktada iletişim hızlı şekilde yeniden sağlandı.” dedi. Atalay, Türksat’ın sunduğu yüksek yörüngeli (GEO) uyduların yerden 36 bin kilometre uzaklıkta sabit pozisyonda hizmet verdiğini belirterek, “Bu sayede çevresel şartlardan etkilenmeden kesintisiz iletişim sağlıyoruz. Bu sistemler, afet bölgelerinde hızlı müdahale ve koordinasyon için kritik öneme sahip.” diye konuştu. Afet anlarında kesintisiz haberleşmenin önemine değinen Atalay, mobil operatörlerin bazı kritik baz istasyonlarını Türksat uyduları üzerinden yedeklediğini belirtti. Atalay, “Bu bir alternatif değil, tamamlayıcı bir çözüm. İstanbul gibi metropollerde 10 binin üzerinde baz istasyonu var. Hepsini uyduyla bağlamak ekonomik değil. Ancak belirli, stratejik noktaları uydularla yedeklemek mümkün.” ifadelerini kullandı.
İstanbul İçin Özel Afet Haberleşme Şebekesi Yolda
Atalay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun talimatıyla yürütülen yeni bir projeye de dikkat çekti. Atalay, “İstanbul’da olası bir afette zarar görmeyecek, ayakta kalacak ve kamu görevlileri ile arama-kurtarma ekiplerinin iletişimini garanti altına alacak özel bir acil durum haberleşme şebekesi üzerinde çalışıyoruz. Bu sistem, gerekirse diğer şehirlerde de uygulanabilir.” dedi. Genel Müdür Atalay, Türksat’ın yürüttüğü bu çalışmaların, haberleşmenin temel bir hak olarak kabul edildiği Türkiye’de herkese eşit hizmet götürme anlayışının bir yansıması olduğunu belirtti. Atalay, “Dünyada bu ölçekte uydu destekli bir evrensel haberleşme altyapısı çok nadirdir. Türkiye, bu alanda örnek alınan ülkelerden biri olma yolunda ilerliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
8 Bin 500’ün Üzerinde Hizmet, 70 Milyona Yakın Kullanıcı
Atalay, Türkiye’deki kamu hizmetlerinin dijitalleşmesinde temel platform olan e-Devlet Kapısı üzerinden bugün binin üzerinde kamu kurumu tarafından 8 bin 500’ün üzerinde hizmet sunulduğunu anlattı. Türksat tarafından geliştirilen ve işletilen sistemin, yaklaşık 70 milyon kayıtlı kullanıcıya sahip olduğunu anlatan Atalay, bu sayının Türkiye nüfusu dikkate alındığında neredeyse erişilmemiş hiçbir vatandaş kalmadığını ifade etti. Genel Müdür Atalay, “Merkezimizde anlık olarak yapılan işlemleri izliyoruz. Her an yüz binlerce işlem gerçekleşiyor. Vatandaşlarımız günün her saatinde, dilediği yerden kamu hizmetlerine ulaşabiliyor. Bu, hem zaman hem maliyet açısından büyük bir kolaylık sağlıyor. Bu sistemi kullanan vatandaşların memnuniyeti ve aktifliği bizim için çok kıymetli.” şeklinde konuştu.
-e-KKTC Deneyimi ile İhracat Hedefi
e-Devlet sisteminin yalnızca bir yazılım değil, tüm unsurlarıyla bir “dijital devlet” modeli olduğuna dikkat çeken Atalay, bu modeli ihraç edilebilir hâle getirmek için çalışmalar yürüttüklerini belirtti. KKTC’de hayata geçirilen sistemin bu alanda önemli bir örnek olduğunu vurgulayan Atalay, “KKTC'de dijital devlet altyapısı bir proje olarak sıfırdan kuruldu ve bugün hemen tüm devlet hizmetleri, dijital ortamda sunabilir hâle geldi. Bu sistem artık ürünleştirildi. Önümüzdeki dönemde, dost ve kardeş ülkeler başta olmak üzere, bu modeli yurt dışına taşıyacağız.” dedi.
e-Devlet’te Yapay Zekâ Dönemi
Atalay, dijitalleşmenin bir sonraki adımı olarak yapay zekâ teknolojilerinin e-Devlet sistemine entegrasyonu üzerinde çalıştıklarını da dile getirdi. Amaçlarının vatandaşın işini kolaylaştırmak ve sistemin daha akıllı hizmet verebilmesini sağlamak olduğunu belirten Atalay, “Bir vatandaş ‘Ben Mehmet, vergimi ödemek istiyorum.’ dediğinde arka planda tüm işlemlerin otomatik yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Kullanıcı dostu, yönlendiren, anlayan, hızlı hizmet sunan bir e-Devlet altyapısı için yapay zekâyı aktif şekilde kullanmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“e-Devlet Kapısı’nda Veri Sızması Mümkün Değil”
Veri güvenliğinin ve siber güvenliğin artık ulusal güvenliğin asli unsurlarından biri hâline geldiğini belirten Atalay, kamuoyunda sıkça yanlış bilinen bazı hususlara da açıklık getirdi. Atalay, “e-Devlet Kapısı bir geçit sistemidir, veri saklamaz. Vatandaşın bilgisi ilgili kamu kurumlarında tutulur. Biz yalnızca güvenli bir şekilde vatandaşı doğru hizmetle buluştururuz. Dolayısıyla e-Devlet üzerinden veri sızması gibi bir durum teknik olarak mümkün değildir.” dedi. Verinin üretim, iletim, saklama ve işlenme süreçlerinde güvenliğin en üst düzeyde sağlandığını vurgulayan Atalay, elde edilen büyük verinin işlenerek politika geliştirme, hizmet iyileştirme ve vatandaş davranışlarını analiz etme gibi alanlarda da değerlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Atalay, Türkiye’nin e-Devlet sistemiyle ortaya koyduğu bu başarı hikâyesinin gelecekte daha pek çok yeni başarıya öncülük edeceğini belirterek, dijital devlet vizyonunun sürekli gelişen ve dünya ölçeğinde örnek alınan bir model hâline geldiğini ifade etti. Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğini vurgulayan Atalay, “Bu sadece başlangıç. Yapay zekâ, veri işleme ve uluslararası açılımlarla e-Devlet’te yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Türksat Her Yere Ulaşıyor
Genel Müdür Atalay, geçtiğimiz aylarda Suriye’ye gerçekleştirilen resmî ziyareti hatırlatarak, Türksat’ın uydu haberleşme ve dijital altyapı konularında komşu ülkelerle iş birliklerini geliştirdiğini vurguladı. Atalay, “Türksat olarak sadece ticari değil, kamu sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Beklenilen her yere, ihtiyaç olan her noktaya gidiyoruz. Özellikle dost ve kardeş ülkelerde dijital altyapıların kurulması konusunda büyük bir talep var. Bu doğrultuda bizden görev istenirse, her yere ulaşmaya hazırız.” ifadelerini kullandı.
-Dev Veri Merkezi Kuruluyor
Türksat’ın sahip olduğu bütünsel teknoloji kapasitesini vurgulayan Atalay, “Türkiye’de hiçbir teknoloji şirketinde bulunmayan bir birleşik yetenek setimiz var. Uydu haberleşmesinden geniş bant internet bağlantılarına, Kablo TV yayıncılığından siber güvenliğe, veri merkezlerinden yapay zekâ çözümlerine kadar çok sayıda alanda uzmanlığa sahibiz. Hem yazılım hem donanım hem de altyapı tarafında kapsamlı bir bilgi birikimimiz var.” dedi. Bu bağlamda kamu kurumlarının veri merkezi ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir altyapı sağlayıcısı olduklarını belirten Atalay, “Şu anda çok sayıda kamu kurumunun veri merkezi hizmetini Türksat sağlıyor. Ayrıca, Gölbaşı’nda yaklaşık 30 bin metrekarelik yeni bir veri merkezi yatırımı için hazırlıklarımızı tamamladık. Yüksek standartlarda, çevreci ve güneş enerjisi destekli yeni nesil veri merkezi için önümüzdeki ay ihaleye çıkmayı planlıyoruz.” dedi.
“En Güçlü ve Geliştirilmeye Açık Yanımız İnsan Kaynağı”
Programda, Türkiye’nin insan kaynağı potansiyeline de özel bir vurgu yapan Atalay, gençlerin teknolojiye olan ilgisinin ve dinamizminin büyük bir avantaj olduğunu, ancak bu potansiyelin doğru şekilde yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Atalay, “Genç, girişimci ve meraklı bir insan kaynağına sahibiz. Ama yeterince eğitilmiş mi? Orada biraz eksiğimiz var. Sadece Türksat değil, pek çok teknoloji şirketi belirli yetkinliklere sahip insan kaynağı bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle biz de üniversite öğrencilerini aday mühendis programlarımızla mezun olmadan projelere dâhil ediyoruz. Hem iş hayatını tanıyorlar hem de becerilerini geliştiriyorlar.” diye konuştu.
Teknolojinin hızlı dönüşümüne dikkat çeken Atalay, yapay zekâ başta olmak üzere, yeni gelişen alanlarda oluşacak meslekler için gençlerin bugünden hazırlanmaları gerektiğini söyledi. “Daha üç yıl önce kimse 'prompt engineering' diye bir şey bilmiyordu. Ama bugün yapay zekâ uygulamalarının en kritik alanlarından biri oldu. Bu, önümüzdeki dönemde bugün bildiğimiz yetenek setlerinin çoğunun geçersiz hâle geleceği anlamına geliyor. Gençlerimizi bu değişime hazırlamak zorundayız.” dedi.
Model Uydu Yarışması ile Uluslararası Başarılar
Atalay, gençlerin uzay teknolojilerine ilgisini artırmak amacıyla Türksat tarafından 10 yıldır düzenlenen Model Uydu Yarışması'nın da bu stratejinin bir parçası olduğunu belirtti. Atalay, “Bu yarışmaya katılan ekipler, ABD’de düzenlenen etkinliklerde ödüller alarak ülkemizi başarıyla temsil etti. Bu yarışmalar sadece teknik becerileri değil, takım çalışması ve proje yönetimi gibi yetkinlikleri de geliştiren çok yönlü bir ortam sunuyor.” diye konuştu.
“Dijital Egemenlik Yolunda Güçlü Kadrolar Şart”
Türksat Genel Müdürü Atalay, Türkiye’nin dijital egemenliği için güçlü altyapılar kadar yetkin insan kaynağının da vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Atalay, “Eğer güçlü bir dijital devlet, rekabetçi bir teknoloji sektörü ve güvenli bir iletişim altyapısı inşa etmek istiyorsak; insan kaynağına yatırım yapmaya, onların gelişimini desteklemeye devam etmeliyiz. Biz Türksat olarak bu vizyonun en önündeyiz.” diye konuştu.